Retina; gözün iç arka yüzeyini örten ince, ışığa hassas tabakadır. Göze ulaşan ışık, kornea ve mercek tarafından kırınıma uğrayarak retina üzerine odaklanır. Retinada oluşan bu görüntü elektrik sinyallerine çevrilerek, görme siniri aracılığı ile beyine ulaşır.
Diyabet, vücutta insülin hormonunun üretiminin yetersizliği ya da insülin etkisinin yetersizliği nedeniyle gelişen birçok organı etkileyebilen bir metabolik hastalıktır. Diyabet (şeker) hastalığının en olumsuz etkilerinden biri, görmeyi sağlayan hücrelerin yer aldığı ağ tabakanın, yani “retinanın” hasarıdır. Şeker hastalarında küçük kan damarların uzun süren kan şekeri yüksekliğine bağlı olarak hasar görmesi sonucunda gelişen bu duruma diyabetik retinopati adı verilmektedir. Diyabetik retinopati, şeker hastalığı olan herkeste görülebilir. Yüksek kan şekerine maruz kalma süresi arttıkça retina hasarı gelişme olasılığı da artmaktadır.
Makula (sarı nokta); retinanın merkezi görme ve renkli görmeden sorumlu küçük bir bölümüdür. Makula dışında kalan çevre retina ise, etraf görmemizde ve gece görmemizde etkindir rol oynar. Halk arasında “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı maküla dejenerasyonu, özellikle 55 yaş üzerindeki bireylerde makulanın ilerleyici bir şekilde bozulmasıyla karaterize bir retina hastalığıdır. En belirgin şikâyet, merkez görmede bulanıklaşma veya bozulmadır. Okumada, yakın çalışmada ve araç kullanmada zorluk farkedilebilir. Makula dejenerasyonu olan bir kişi, sayfada bulanık harfler, satırların karışması, merkez görmede siyah veya boş alan tarifleyebilir. Bu durum bireyin günlük faaliyetlerini yapmasını engellemektedir.Kuru ve yaş (eksudatif) olmak üzere iki tipi vardır. Hastaların büyük bir çoğunluğu kuru tip olarak görülmektedir. Genelde, önce kuru tip sarı nokta hastalığı yavaş ve ağrısız ilerleyen şekilde görülürken, yaş tip sarı nokta hastalığı kuru tipin görüldüğü bireylerde, daha ileri safhalarda görülmektedir. Kuru tip sarı nokta hastalığı, retinal pigment epiteli tabakasının altında metabolit birikimlerinden (druzen) kaynaklanırken; yaş tip sarı nokta hastalığı, retina altı bölgede yeni anormal damarların (koroidal neovaskuler membran) oluşumu ve bu damarlardan sızıntı ve kanama gelişmesinden kaynaklanır. Kuru tip sarı nokta hastalığında görme kaybı çoğunlukla yıllar içerisinde yavaş olarak gelişmesine rağmen, yaş tipte ani ve ciddi görme kaybı gelişmektedir.
Çoğu durumda, gözün içini dolduran berrak yumurta akı kıvamında olan jöle benzeri vitreusun yapısındaki bozulmalar nedeniyle retina yırtığı kendiliğinden ortaya çıkar, ancak travma veya önceki göz ameliyatı gibi diğer faktörler de retina yırtıklarına neden olabilir. Vitreus normalde retinaya yapışıktır. Ancak yaşla birlikte bu jel retinadan ayrılabilir. Bu duruma arka vitre dekolmanı denir. Çoğunlukla retinada yırtık oluşmadan, herhangi bir sorun olmadan bu ayrılma tamamlanır. Ancak bazen daha yapışkan bir vitreusa ya da yüksek miyop insanlarda olduğu gibi daha ince retinaya sahip kişilerde retinadan ayrılırken çekintilere neden olabilir ve retinada yırtık oluşturabilir.
Retinada yırtık ya da delik oluşması acil tedavi gerektiren bir durum olup saptandığı zaman retinal lazer tedavisi uygulanmalıdır. Aksi takdirde bu retinal yırtık ya da delikten retina altında sıvı sızabilir ve retinanın altındaki tabakadan tamamen ayrılmasına neden olabilir. Bu duruma retina dekolmanı adı verilmektedir. Eğer erken dönemde tedavi edilmezse ciddi görme kaybı ile sonuçlanabilen retina dekolmanlarının tedavisi cerrahi olarak gözün durumuna göre farklı ameliyat teknikleri ile yapılır.
Retinanın beslenmesini sağlayan retinal damar sistemindeki bir tıkanıklık ani ağrısız görme kaybı sebeplerinden biridir. Bu tıkanıklık ana damardan kaynaklandığında santral retinal arter veya ven tıkanıklığı olarak adlandırılır. Hipertansiyon, diyabet, ateroskleroz, kolesterol yüksekliği, kan pıhtılaşma anomalileri gibi ek hastalıklar risk faktörleridir.
Retinal damar tıkanıklıkları ani ağrısız görme ve görme alanı kaybı gibi şikayetler ile belirti verir.
Damlalı olarak yapılan göz dibi muayenesinde bu tıkanıklıkların tanısı göz hastalıkları uzmanı tarafından rahatlıkla konulabilir. Tanı ve tedavi kararı verirken göz hastalıkları ile ilişkili ileri görüntüleme tetkiklerine başvurulur.
Üveit, gözün üvea denilen dokularında iltihaplanma (inflamasyon) oluşturan ve bu dokularını tahrip eden bir grup hastalığı tanımlayan genel bir terimdir. Üveitlerin bazı tiplerinde retina dokusunda iltihaplanma oluşabilir.
Genellikle sağlıklı insanlarda meydana gelip altta yatan herhangi bir sebep bulunamamaktadır. Ancak hastaların bir kısmında enfeksiyon, romatolojik, deri, sindirim sistemi, akciğer, nöroloji ve damar hastalıkları ile ilişkili olabilir. Behçet hastalığı, retina iltihabına yol açan hastalıklardan en bilinenidir ve retinaya büyük zarar verebilir.
Üveit sadece bir gözü etkileyebileceği gibi her iki gözde de olabilir. En sık görülen belirtileri bulanık görme, ağrı, ışık hassasiyeti (fotofobi) ve kızarıklıktır. Üveit geri dönüşü olmayan görme kaybına neden olabilir. Bu nedenle kalıcı hasar oluşmadan erken tanı ve erken tedavi çok önemlidir.