Egzama, deride kaşıntı, kızarıklık, içi su dolu kabarıklıklar, kabuklar ve uzun sürdüğünde deride koyulaşma ve kalınlaşmayla seyreden yangısal bir deri hastalığıdır.
Egzama lezyonlarına ikincil enfeksiyonlar da eklenebilir. Atopik egzama, kontakt egzama, seboreik egzama gibi çeşitleri vardır ve özellikler egzama tipine göre farklılık gösterir.
Egzama gelişiminde genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörler ve temas ettiğimiz maddeler de rol oynar. Derimiz günlük yaşantımızda kaçınılmaz olarak çeşitli makyaj ve bakım ürünleri, iş ya da hobilerimiz nedeniyle karşı karşıya olduğumuz çeşitli kimyasal maddelerle (boyalar, yapıştırıcılar, solventler, farklı endüstrilerde kullanılan kimyasal maddeler, metaller vb.) temas halindedir.
Derimize temas eden her türlü madde, zamanla vücudumuz tarafından yabancı ve istenmeyen bir madde haline dönüşebilir. Eğer bu maddelerle temasımız devam ederse, vücudumuz buna karşı bağışıklık sistemini de devreye sokarak reaksiyon geliştirebilir, bu reaksiyon da cildimizde kızartı, kaşıntı, kabarcık ya da kimi zaman da kuruma ve kabuklanmayla kendini belli edebilir. Derimizde oluşan bu tip belirtilere “temas egzaması” adı verilir.
Alerjik olsun ya da olmasın, en temel tedavi şekli egzamaya sebep olduğu tespit edilen maddelerle temastan kaçınmaktır. Testinizin sonucuna göre alerji ya da tahrişe sebep olduğu anlaşılan maddelerden korunabilmeniz için, bu maddelerin nerelerde ve hangi formlarda karşınıza çıkabileceğini bilmeniz ve alışkanlık ya da davranışlarınızı buna göre yeniden düzenlemeniz gerekmektedir. Egzamanıza sebep olduğu belirlenen maddelerin nerelerde karşınıza çıkabileceği ve bu maddelerle temastan nasıl korunacağınıza dair detaylı bilgi ve dokümanlar, size testten sonra dermatoloğunuz tarafından verilecektir.
Egzama bir stres hastalığı değildir, ama var olan egzama stresle tetiklenebilir. Tedavide egzamanın ilk dönemlerinde deride sulantı varken kullanılan ilaçlar ile uzun süreli deri kuruluğunun ön planda olduğu egzamalarda tedavi ajanları farklı formdadır. Genellikle derideki yangıyı önleyecek kremler, yeterli olmazsa ağızdan ilaçlar, bunlarla tedaviye cevap alınamayan hastalarda da fototerapi ve biyolojik ilaçlar kullanılır.